amerika gazete haberleri haberler
Felsefe

Düşünceden eyleme geçmek

Hawaii’de aile tatili yapmanın insanın hayatını değiştiren bir deneyimin önünü açacağını kim tahmin edebilirdi ki? 2012’de, böyle zamanlarda yapılan sıradan şeyleri yaparken, Peter Singer’in Pratik Etik adlı kitabını okudum ve onu o kadar kışkırtıcı buldum ki sonrasında daha uygulamaya yönelik olan Kurtarabileceğin Hayat’ı okumaya geçtim. Derler ya, gerisi malum.

Bundan dört yıl önce halka açık bir perakende giyim şirketinin müdürlüğünü toplumsal etkisi daha yüksek olan işlerin peşinden gitmek amacıyla bırakmıştım. O zamanlar neredeyse 60 yaşındaydım ve üniversite günlerimden beri önemsediğim ama hakkında hiçbir şey yapmadığım toplumsal/ekonomik sorunlara çare bulma arzumla ilgili harekete geçeceksem eğer, artık bunu yapmam gerektiğinin aniden farkına varmıştım.

Peter’ın mesajı beni sadece düşündürmekle kalmamış, harekete de geçirmişti çünkü benim de paylaştığım bir bakış açısını oldukça ikna edici bir şekilde anlatıyordu; ayrıca, sonunda eyleme geçmeye hazır olduğum bir zamanda karşıma çıkmıştı. Yıllar boyunca şu anımı net bir şekilde birçok defa aklımda canlandırmıştım: gece geç saatte atıştırmalık bir şeyler almak için kız arkadaşım (artık eşim) Diana’nın yurdundan Harvard Meydanı’na yürüyor ve “Bu parayla başkalarına yardım edebilecekken bir restoranda yemek yemeyi nasıl haklı görebiliyorum?” diye düşünüyordum. Beni şaşırtan ve utandıran şey, 35 yıl boyunca bu ve bunun gibi yüzlerce düşünce aklıma gelmiş olsa da – kendimi suçlu hissetmek haricinde– bunların hiç biriyle ilgili bir şeyler yapmamış olmamdı.

Bu dediğim aslında tam olarak doğru değil. Çocuklarımız yaklaşık 12 ve 16 yaşlarındayken, hep beraber mutfağa bir kavanoz koymaya karar verdik ve ne zaman yemek için dışarı çıkmayı düşünsek, bunun yerine evde kalıp bu kavanoza para koyacaktık. Düşüncemiz, biriktirdiğimiz bu parayla toplumsal açıdan yararlı bir şey yapmaktı. İyi bir fikirdi! Ama biz hiç bu fikre göre davranmadık… Bu yüzden bencilliğimizi bize sürekli hatırlatan kavanoz, biz onu ortalıktan kaldırana kadar boş bir şekilde öylece yerinde durdu.

Diana genelde Aralık ayında çeşitli yardım amaçlarına bir miktar para bağışlardı ama başkalarına benzer olarak bu bağış yıllık gelirimizin belli bir yüzdesi kadar değildi ve bağışlarımızın sonuçları ve verimliliği konusunda hiçbir araştırma yapmazdık. Yaptığımız yardımlar sadece arkadaşlarımızın önerilerine veya Diana’nın bu paranın nerede yararlı olabileceği konusundaki sezgilerine göre şekillenirdi. Bu durumlar size tanıdık geliyor mu?

Kurtarabileceğin Hayat’ı okuduktan sonra o kadar çok hevesle dolmuştum ki Peter’e ait bir e-posta adresini bularak daha önce hiç tanışmamış ve görüşmemiş olmamıza rağmen onunla iletişime geçtim. Birkaç defa konuştuktan sonra, Diana ve benim onun önerdiği yoksullukla mücadelede son derece başarılı olan bazı yardım kuruluşlarına ciddi miktarda bağışta bulunarak mı yoksa yeni kuruluşuna tohum aşaması kaynağı sağlayarak mı daha faydalı olacağımızı düşündüğünü sordum. İkincisini yaparsak, kuruluşun idari müdürlüğünü gönüllü olarak üstlenmeyi teklif ettim.

O dönemde bu kararı vermek Peter, Diana ve benim için kolay değildi. Eğer Kurtarabileceğin Hayat’ı geliştirmekte başarılı olamazsak, örneğin, aynı parayla sıtmadan ölmekte olan 100 çocuğun hayatını kurtarma şansımızı veya 700 tane daha fistül ameliyatı yapma imkanımızı feda ediyor olacaktık. Öte yandan bu kuruluşu geliştirmek, hem Peter’in mesajını yaymak hem de Diana ve benim onları yüksek miktarlı tek bir çekle desteklememiz sayesinde bu kuruluşlara yapabileceğimiz bağıştan çok daha fazla para toplamak için önemli bir kaldıraç etkisi yaratmak anlamına gelecekti.

Kurtarabileceğin Hayat’ı büyütme kararımız önemli ölçüde isabetli çıktı. Bu kararın sonucunun ne kadar iyi olduğunu anlatmanın güzel bir yolu, onlara tohum aşaması için kaynak sağlamamızın ardından (500.000 dolar) Kurtarabileceğimiz Hayat’ın net etkisinin (aktarılan para eksi harcanan para) ne olduğunu hesaplamak. İşte bu net etki yaklaşık 12,5 milyon dolar oldu – dolayısıyla Diana ve benim yardım kuruluşlarına doğrudan sağlayabileceğimiz katkının neredeyse 25 katına eşit oldu. Elbette ki bu 12,5 milyon doların bir kısmı bizim sağladığımız başlangıç parası olmadan da Kurtarabileceğin Hayat’taki bir grup gönüllü tarafından toplanacaktı. Yine de diğer türlü bu miktarın yalnızca küçük bir kısmının toplanabilmiş olacağını tahmin ediyoruz.

Kurtarabileceğin Hayat’ın gözden geçirilmiş 10. Yıldönümü Basımı’nı yapmamızın temel nedenlerinden biri Peter’in mesajını daha geniş kitlelere yaymak ve thelifeyoucansave.org internet sitesinde önerdiğimiz etkili yardım kuruluşlarına yapılan bağışları ciddi ölçüde arttırmak. Umarım kitabın yeni baskısı sizi kanıtlanmış etkili müdahalelerde bulunan yardım kuruluşlarına bağışta bulunmaya ve bu kitabı ve kitaptaki fikirleri aileniz, arkadaşlarınız ve çevrenizle paylaşmaya ikna etmiştir.

Kurtarabileceğin Hayat
Küresel Yoksulluğu Sona Erdirmek için Payına Düşeni Yapmanın Yolları

Yazar: Charlie Bresler
Türkçeye aktaran: Hilal Eda Arpacı

Umut Güner

Tarihçi yazar Umut Güner, Ortaçağ Tarihi, Siyaset ve İktidar Felsefesi ile Politik Kuramlar alanlarında ihtisas çalışmaları yürütmektedir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu